Beynim yeniden akıllıca bir şeyle buluştuğu için nasıl da mutlu hissediyorum kendimi!
Rasyonel bir akıldan dökülen bilimsel çözümlemeler müthiş duygu patlamalarıyla başat gidiyor. Sabırlı bir şekilde, ustaca kuruyor Lem örgüyü ve asla batı işi (okur oranını arttırmaya yönelik) macera istemine yenik düşmüyor kitap. Dili dengeli ve akıcı. Alt metin bilimkurgu olsa da bir tür romanı değil bu. Uzay zamanıyla on yıllık bir bilimsel yolculuğa çıkıp 100 yıl sonra geri dönen bir astronotun, yazgısının ağırlığı altında ezilmemeye çalışan bir adamın şaşkınlığını, öfkesini, dehşetini, yeniden buluştuğu aşk duygusunu okura tümüyle yansıtan iyi bir edebiyat…
Tavsiye ediyorum.
Not: Romanda Lem’in geliştirdiği bir kavram var. Betrize olmak. Kahramanımız döndüğünde insanların ve hayvanların doğdukları anda betrize edildiklerini, böylece risk alma, şiddet uygulama gibi şeyleri yapamaz hale geldiklerini öğrenir. Bu Burgess’in Otomatik Portakal’ının ana teması olunca yazım tarihlerine baktım ve Burgess’in kitabının bir yıl sonra yani 1962’de çıktığını öğrendim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder