Ergenekon çetesi İlhan Selçuk'u bünyesine katabilmek için Cumhuriyet Gazetesi'ne üç bomba atmış, sonra da Danıştay cinayetlerini işlemiştir.
Herhalde savcının iddiası bu yönde olacak ve hepimizi kıkır kıkır güldürdüğü için şımaracak kerata.
İddianamesi olmadığı için mafya oluşumu mu, derin devlet mi, ne olduğu bir türlü ortaya konmayan bu yapı AKP'nin elinde, türbandan sonraki ikinci oyuncaktır.
BOP'a ve büyük ülke talanına karşı koyan vatanperver aydınlarımızı, savcılarımızı karalamakta kullanılacak bu oyuncak, ülkeyi kutuplaşmaya, belki de çatışmaya götürmek amacıyla, uluslararası güçler ve ılımlı islam simsarları tarafından, bayağı bir çeteden devşirilerek piyasaya sürülmüştür.
Buradaki esas soru, dinci gazetelerin ve yazarların dava sürerken, gizli bilgilere ve telefon mesajlarına nasıl ulaştığı, gözaltına alınacak kişilerin isimlerine nasıl önceden sahip oldukları ve hukuk devletinde böyle bir kepazeliğin nasıl cezalandırılamadığıdır.
Aklımıza gelen bir başka şey de bir taşla iki kuş vurma gayretidir. Yani hem "yargıya müdahale etmeyin" diyen yığınları düzmece bir suçlamayla "alın size yargı" anlayışıyla cezalandırmak, hem de bu karışıklıkta kamuoyunu AKP'nin kapatılma davasından uzaklaştırarak diktatorya anayasasını ve sosyal güvensizlik yasasını rahat bir şekilde yürürlüğe koymaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder