Çimenlere serilmiş, küçük beyaz bulutların geçişini izleyerek kır havasının tadını çıkarmaya çalışıyordu Yavuz. Ama onu bir süredir rahatsız eden şeye dayanamadan tekrar dikildi. Bir ses. O pastoral atmosferle, insanlardan, evlerden arınmış saf yeşillikle alakası olmayan bir ses. Ayağa kalktı ve kulağını iyice vererek ilerledi. Yürüdü yürümesine ama bir mırıldanmadan öteye geçmeyen o lanet olası gürültünün kaynağına bir türlü ulaşamadı. Ne var ki yükselmişti ses. Sonra birden döndü. Olabilir mi dedi içinden. Soru falan sorma zamanı değildi. Yürüdü temkinli adımlarla. Telleri atlayıp geçti. Soluğunu bile tuttu kutunun oraya varırken. Hayvanları kızdırmamaya dikkat ederek yavaşça eğildi ve güçlü soprano ses kulaklarına gayet net, içerideki çeperlerde doğan yankılarla ulaşıverdi.
Seda Sayan’ın Geri Gel’ini neredeyse aynen söylüyordu kovandaki Kraliçe Arı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder