(Hüseyin Baş’ın Cumhuriyet’teki Değişen Dünyadan köşesinden derlenmiştir.)
…
Nüfus artışı gezegen için yaşamsal önemde bir sorun sayılmaktadır. Günümüz artış hızıyla gezegenin nüfusunun bugünkü 6.5 milyardan 2050’de 9 milyara ulaşacağı hesaplanmaktadır. Günümüz nüfusunun 2 milyarı kötü beslenmektedir. 854 milyonu ise günlük 2200 kaloriyle açtır. 9 milyarı beslemek için tarımsal üretimin bugünün iki katına ulaşması gerekmektedir. 2030’da 8.2 milyara ulaşacak nüfusun başı salt, hızla küçülen tarım alanlarıyla belada değildir. Dünya ekonomisi son yıllardaki büyümesi devam ettiği durumda otuz yılda iki katı artmış olacaktır. Hammadde talebi ise (tarım ürünleri, madenler, fosil enerjisi, orman ürünleri, su) yüzde 60’a ulaşacaktır. Buna karşılık uluslar arası sahneye yeni çıkan Brezilya, Rusya, Çin ve Hindisitan gibi büyük oyuncuların bu konudaki talepleri yüzde 160’a dayanacaktır. Özetle, uzak olmayan bir gelecekte gezegenimizin durumu da parlak görünmemektedir. Bundan, kuşkusuz ülkemiz de payını alacak, bilim yerine dinsel olanın referans alındığı; eğitimin, sağlık sisteminin, tarımın çökertildiği; üretimin tökezlediği, işsizliğin devasa boyutlara ulaştığı, dışa bağımlı ekonominin sürekli kırılganlığı, çağdaş laik Cumhuriyet’in köküne kibrit suyu ekilmeye çalışıldığı hesaba katıldığında, Türkiye için durum daha da vahim olacaktır.
Ülkemizde, 1930’larda 15 milyon olan nüfusumuz yüzde 2 gibi hatırı sayılır bir hızla artarak bugün 75 milyonun kapısına dayanmıştır. Yüzde 20’si işsizdir. Annelerimizin her yüz doğumda 28’i ölmekte, bebeklerin ise Batı’daki binde beşe karşı binde otuzu yitip gitmektedir. Fazla çocuğu ne yapacaksınız? Tuzu kuruların, yandaşlarının, üç beş yılda semiren yeni İslamcıların çocuklarının dışında kalan, sağlıktan, işten, aştan yoksun milyonlarca çocuk size yetmiyor mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder