2 Mart 2008 Pazar

FossurGama Sunar: Tanıdın mı Beni?

Bankta oturmuş boğazdaki enfes manzarayı seyrediyordu Necati. Arkasında bir ses duydu ama böylesine bir şey de beklemedi hiç: Birden iki el gözlerinin önünde kavuşmuş, bir herif onu olduğu yere mıhlayıp, geri dönmesine izin vermeden kikirdemiş ve beklemişti.
“Nooluyo lan,” gibisinden haşin laflardan sonra “Kimsin oğlum? Serkan, sen misin?” demiş ve beklemişti Necati. Ama ne yanıt gelmiş ne de kafasını saran mengene bir gıdım gevşemişti.
“Hayati?”
“Kerem?”
“Muharrem?”
“Eee, yeter artık lan, bırak, sikicem bak.”
Sinirle dönmeye çalıştı, dirseğini bankın üstünden geçirip böğrüne indirmeyi denedi ama hiçbirisi kâr etmedi. Saymaktan başka çaresi yoktu. Bir sürü isim. Ve sonunda. “Adem!”
Gevşeyip çekildi eller. Kalktı hemen Necati banktan. Gözlerini ovuştururken döndü ve pala bıyıklı, iri yarı, yoluk yoluk yağlı saçlı, hiç de tanımadığı bir herif gördü karşısında pişkin pişkin gülen.
“Ben, ben, seni tanımıyorum ki arkadaşım,” dedi hafif çekingen.
“Ben de seni tanımıyom amına koyayım,” dedi herif ve gülmeye devam etti.

Hiç yorum yok: