İddianameden bir tümce: “Şeriat hedefine ulaşmada, demokrasiyi bir araç gören bu zihniyet, gerçek amacını doksanlı yıllardan sonra dünyada küreselleşmenin merkez güçlerinin ülkemiz ve bölge ülkeleri için ürettiği “ılımlı islam” ideolojisi ve onun siyasi hedefi Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanları sıfatıyla söylemlerini insan hakları, demokrasi din ve vicdan özgürlüğü, öğrenim hakkı gibi asıl referansları olan şeriatla hiç bağdaşmayan kavramların araksına gizlenerek göstermişlerdir.
İddianameden Başka Bir Bölüm: Davalı partinin iktidarda olduğu yaklaşık beş buçuk yıllık süreçte Türkiye’nin uluslararası camiadaki laik ülke imajı da erozyana uğramış, dünya ülkeleri, özellikle Avrupa Birliği ülkeleri nezdinde Türkiye bir “ılımlı İslam cumhuriyeti” modelinde algılanmıştır. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri ile olan ilişkilerde ise bu bakış açısı resmi söylemlere de yansımış, başta eski ABD Dışişleri Bakanı Colin L. Powell olmak üzere birçok ABD yetkilisi Türkiye’nin laik, demokratik ve sosyal bir hukukk devleti olduğu gerçeğini görmezden gelerek ülkemizi bir “ılımlı” İslam Cumhuriyeti olarak tanımlamışlar, bu söylemlerindeki cüretkârlığı bir ABD projesi olan ve kapasmındaki ülkeleri ılımlı İslami rejimlerle yönetmeyi amaç edinen Büyük Ortadoğıu Projesi’nin eşbaşkanı olduğunu her fırsatta tekrarlayan T.C. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söyleminden ve davalı parti iktidarlarının dini istismara dayalı icraatlarından, kutsal dini duygularını devlet işlerine ve politikaya karışıtırmalarından, devleti dini esaslara göre şekillendirme amaç ve faaliyetlerinden aldıkları gözlenmiştir.
AB’nin ve ABD’nin, AKP’ye kapatma davası açılmasından neden hoşlanmadıkları şimdi daha iyi anlaşılıyor. Bu iddianame, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin emperyalizm tarafından kendisi için biçilen “ılımlı islam” modeline karşı hukuki ve demokratik direnişidir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder