Diyelim ki Japon, Alman, Venedik uygulamalarını içeren bir anayasa değişikliği AKP’nin oyları ile gerçekleşti. O “yeni anayasada” bugünkü 68. maddede yer alan “siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletin bölünmez bütünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriye ilkelerine aykırı olamaz fıkrasından vaz mı geçeceğiz?
Böyle bir girişim, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 1. maddesindeki “Devletin şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2. maddesindeki Cumhuriyet’in nitelikleri ve 3. maddesindeki hükümler değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez” hükümleri ile nasıl bağdaştırılacaktır? (Orhan Birgit)
AKP diyelim ki anayasa değişikliği yaparak Yüksek Mahkeme’nin kapatma yetkisini elinden aldı veya pratikte anlam ifade etmeyecek bir kerteye düşürecek biçimde kısıtladı: Her şeyden önce bu girişimin önünde anayasanın “mahkemelerin bağımsızlığı” ile ilgili 138. maddesi var. Bu değişiklik, “görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisi’nde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz” diyen 138. maddenin ikinci fıkrasının hükmüyle çelişmeyecek mi? (Ali Sirmen)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder