Birasından soğuk, esaslı bir yudum çekip çevresine bakındı Kerem. Bir iki kız vardı topu topu ama yine de keyifli bir atmosferle sarılmıştı bar. Müzik de kıyaktı. Fakat birden garip bir acı hissetti dudağında. Korktu da hissettiği soğuklukla. Hemen elini götürdü ve yıvış yıvış bir şeyler algıladı orada. Çekmeye çalıştı iğrenerek ama gelmedi o yapış yapış şey ve canı daha çok acıdı. Garson tepesinde bitmişti bir anda. “Bir şey mi oldu?”
“Bu ne be?” dedi Kerem kalkmaya çalışarak, “Çabuk al şunu!”
“Dostum,” dedi garson anlayışlı bir şekilde gülerek. “Sülük o, zararlı bir şey değil ki?”
“Sülük mü?” dedi Kerem, hayvanın kuyruğu ağzına girdiği için zor bela.
“Evet, yeni hizmetimiz bu. Biralara koyuyoruz. Müşteriler bira içerken onlar da kirli kanı temizliyor. Sanki ol.”
“Haa!” diyerek oturdu yerine Kerem ve utanarak birasına baktı. Salak gibi hissetti kendini korktuğu için ve “Bir patates getirsene bana bilader,” dedi.
Giderken “Çok tuzlama patatesi, çıkar o zaman yerinden,” dedi garson…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder