23 Aralık 2007 Pazar

FossurGama Sunar: Şık Bir Mağazadan Naklen Yayın

Yanlarda az saçı bulunan, koca burunlu, küçük gözlü, kıpır kıpır adam hızlı hızlı yürüyerek tezgahın yanına geldi.

“İyi günler,” deyince, tezgahtar kız nazikçe gülümsedi ve acaba ne isteyecek diye baktı beklentiyle.

“Şu vitrindeki pembe külodu çıkarabilir misiniz?” dedi adam.

“Tabi,” deyip, raflardan çıkarttı ve getirdi kız bir çabuk. Sonra baktı “Karınız için mi?”

“Hayır,” dedi adam. “Ben alıcam. Kabin var mı sizde?”

Kız hemen dönüp, olaya kulak kabartmakla kalmayıp bir yandan o tarafa seğirtmekle meşgul, boyalı saçlı, şuh giyinmeye çalışmış kara kuru mağaza sahibine baktı.

Kadın “Buyrun,” dedi öne atılıp, sanki tezgahtar bu evreyi geçmemiş gibi.

“Buyurdum zaten,” deyip küloda uzandı adam ama kızın eli hala üstündeydi. “Şunu bir denemek istiyorum.” Çekemedi pembe külodu.

“Şeey,” dedi mağaza sahibi en otoriter ifadesini takınarak. “Korkarım bu olmaz ama beyefendi.”

“Niye?” diye sordu adam hemen bir kaşını kaldırarak.

“Eee, ama canım,” dedi mağaza sahibi bu sefer de gülmeye çalışarak. “Bu kadın külodu.”

“Eeee?”

“Yani, karınız gelse.”

“Hanfendi,” dedi adam, hafifçe sinirlenirken. “Karım yok benim. Kendime alıcam. Nooluyor yani be! Parasıyla değil mi?”

“Tamam da beyefendi,” dedi mağaza sahibi. Sonra düşündü. “Alacaksanız alın da... Denemenize izin veremem. Olmaz yani. Müşterilerimize...”

“Iyy,” dedi tezgahtar kısık, düşüncesiyle bile bir garip olarak.

“Bu ne terbiyesizlik yaa,” dedi adam suratı mosmor. “Sizin götünüzün benden daha temiz olduğunu nerden çıkarıyorsunuz kardeşim?”

Önlerine baktılar, hem mağaza sahibi hem tezgahtar.

Siniri geçmedi adamın. “Nerden çıkarıyorsunuz kadınların daha temiz olduğunu?”

Cesaretini tekrar toplayıp “Beyefendi,” diye diklenecek oldu mağaza sahibi.

Ve şakkadanak indirdi adam pantalonunu. Ardından da fırfırlı kıpkırmızı kadın külodunu. “Bakın,” dedi sonra, götünü döndürüp göstererek. “Daha mı güzel sizinkisi?” Bir daha döndü çevresinde. “Daha mı temiz. Daha mı bakımlı?”

“Aaaaa,” diye ağzı açık kalmıştı mağaza sahibi.

Gözlerini kapatıp “Ay nooluyo?” dedi tezgahtar. Sonra tekrar açtı.

Adamın en az otuz santime yakın aletinin ucuna kelebekli lastik bir saç tokası bağlanmıştı ve salındığı boşlukta öylece sallanıyordu, bir sarkaç gibi. Gövdesine küçük hayvan çıkartmaları yapıştırılmıştı. Testislerinden ise minnacık lastik papatyalar ve sahte yeşillikler sarkıyordu. Göt kapaklarına da incecik silecekler ve fosforlu iki far tutturulmuştu aksesuar niyetine.

İşin doğrusu. Gerçekten de bir hayli bakımlı ve yerli yerinde görünüyordu her şey...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

ahahhhahhahhahhahahahhah... yaratıcı bir direniş modeli olarak diil, tamamen saygımdan gülüyorum beyfendi:))