18 Aralık 2007 Salı

Fazıl Say Dosyası - Ek – Boş Konuşmayalım Beyler!

Fazıl Say’ı, vatan sevgisine sahip olmamakla suçlamaya çalışan şaşkınlara soruyorum. Bugün hanginizi bir Avrupa ülkesi vatandaşlığına alır? Ne gibi bir yeteneğiniz onlara cezbedici gelebilir? Acaba başvuruyu yapsanız, hayır yanıtını almanız bile kaç ay sürer? Oysa Fazıl Say sadece bunu istese ve bir telefon açıp talebini konsolosluğa bildirse; örneğin Fransa gibi bir ülke tarafından vatandaşlığa kabul süresi bir günü bulmaz. Kendisine çok daha fazla değer verecek, imkanlara boğacak bir ülkede sizin gibiler tarafından cahilleştirilmemiş bir halka karşı çok daha özgür yapıtlar üretmeye soyunabilecek sanatçılar, hem de dünya ağızlarına bakıyorken ülkelerinde kalıyorlarsa bunun göstergebilimde tek karşılığı var: Ülke Sevgisi. Söylenen her lafı bilinçli olarak başka bir tarafından anlama ve şımarıkça yansıtma geleneği de şu gerçeği değiştirmiyor. Kimsenin vatanını falan terketmek gibi bir derdi yok. Dert, vatanı ele geçirip yobazlığa, gericiliğe, karanlığa, cahilliğe boğma düşüncesindeki bir kesimin bu ülkeyi dış güçlerin desteğini de yanına alarak kuşatması. Sonuçta çıkış yerindedir. Dışarıda ya da içeride, önemli olan özgür olup inanılan değerlerin savunulmasıdır. (Bkz. Nazım Hikmet’in onurlu yaşamı) Bu konudaki karşı tezlerin gizil amacı ise, devrimci niteliğe sahip sanatçıların burada kalıp, geçmişte olduğu gibi, türlü baskıyla sindirilmesi planlarına dahil olmasıdır.

Hiç yorum yok: