“TL’nin en güçlü paralar ligine katılması bir marifet değil, yabancı spekülatöre (pardon, yatırımcı diyecektim) güvenli ortam sunmak ve ülkenin birikmiş servetinden değer transfer etmelerine olanak sağlamak için TL’yi aşırı değerli tutma politikasının sonucudur; Türkiye mallarının dünya piyasalarını fethetmesinin sonucu değil. Bu bağlamda “muazzam ihracatın” ülkeye neye mal olduğunu görebilmek için cari açığa, dış borç stokuna bir göz atmakta yarar olabilir. Ülkenin kentlerinin şantiyeye dönmesine gelince, söylenecek iki çift söz var. Birincisi, 1996 yılında, Asya krizinden az önce, Tayland ve Endonezya gibi ülkelerin kentleri de şantiyeye dönmüştü. İkincisi, bu binaların apılırken ve satılırken devreye giren kredilerin finansmanının nelere yol açacağını görebilmek için, bakınız ABD mortgage krizi...
Tüm bu şişinmeye, patlama vukuu bulmasın diye, havasını almak için iğneyi Morton Abromowitz batırıyor, fazla acıtmamaya çalışarak: “Türkiye Ortadoğu’da bir yüzyıldır olmadığı ölçüde bir oyuncu olmuştur...” “Ancak,” diyor “rolü etkin ve yapıcı bir oyuncu olmakla sınırlıdır; bölgede bir karar verici ve önde gelen bir kolaylaştırıcı olmayacaktır.”
Abromowitz “bir uydu ülkeden” mi söz ediyor, yoksa “bir bölgesel hegemonyadan mı?” karar sizin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder