15 Ekim 2010 Cuma

Dış Kapının Sesi

- Bir Kuple -


MEGAFON: (Zangırdar. Öksürük duyulur. Telefon çalar sonra arka planda. Pür dikkat dinler herkes içeride. Yaşlı, telefonun çalışını taklit eder.  Telefonun açılış sesi. Öksürük durur.) Evet efendim… Hayır efendim. Evet efendim… Hayır efendim. Evet efendim. Hayır efendim. Haklısınız efendim… Hayır efendim. Doğru efendim… Katılıyorum efendim. Evet efendim… Elemanlarımızın toplu seks yaptığını reddetmemiz tabii ki mümkün efendim. Evet efendim. Yedi bin üç yüz kişi kadar. Hayır efendim. Hı hı efendim. Raporda bastırılmışlık lafının geçtiği konusunda hemfikirim efendim. Sildik efendim. Haklısınız efendim. Siktirin gidin efendim. Hı hı efendim. Yanlış anladınız efendim. Doğru efendim. Emredersiniz efendim. İleteceğim efendim. İyi günler efendim.  (Çat, diye kapanır telefon. Gacırdayarak açılır bir kapı.) Kim var orda? Kim var?. Kimsin? Ortaya çık.
(Merhaba amca, der küçük bir kız çocuğu sesi. Yerinden fırladığı belli olur megafonun sesinin. Bağırır.) Bu da ne. Korumalar. Hay Allah! (Gürültüyle kaçarken kapanır megafon.)

YAŞLI: (Şarkı) Küçük kalanların dünyasında ne de cesur olur çocuklar. Sessiz kalanların dünyasında ne de yalnız olur cesurlar… (Lay lay’larla sürer şarkı.)
DELİKANLI: (Bir süre volta attıktan sonra.) Benim anlamadığım, niye baskın yapmadıkları, niye tutuklamadıkları bizi? Belki de güçleri kalmadı. Tükettiler kendilerini.
DELİ KADIN: Ne belli şu anda haince planlar peşinde olmadıkları. Ama aha yazın bakın buraya. Ölüm çıkar buradan.
ALAYCI: Sıkılıp gitmezsen tabii.
DELİ KADIN: O ayrı.
ŞİŞKO: Kötü niyetli olmadıklarını niye düşünmüyoruz peki? Sizdeki özgüvene de hayran kalmamak mümkün değil. Hem de altyapınız sıfırken. Adınızı bile hatırlamıyorsunuz ama karşı koymak diye bir terane tutturmuşsunuz gidiyor… Ne güzel!
DELİKANLI: Karanlıktan bahsettin ya. (Deli Kadın’a bakar.) Bence dekordu karanlık. Aydınlığı görmemizi engellemek niyetleri.
ALAYCI: Aydınlık dekordur. Karanlıksa değiştirilemez, yerinden oynatılamaz, üstüne konulan her türlü insan yapısı şeyi yutacak bir mutlak gerçek bataklığıdır.
HASSAS ADAM: Burada bizi izlemekten başka bir amaçları yoktur belki de.
DELİKANLI: Nasıl yani.
HASSAS: (Şişko yine dinlenmediği için kızgın arkasını dönerken o öne çıkar.) Denek olarak kullanılıyor olamaz mıyız? Davranış bilimi uzmanlarının şu anda not aldığını görür gibi oluyorum ve ellerimi nereme koyacağımı bilemiyorum. (Panik içinde saçlarını düzeltir, üstüne bakar.) Saçlarım nasıl? Ah. Üstüm başım da iğrenç durumda.
DELİKANLI: (Kapıya bakar düşünceli.) Sadece bekliyorlar. İrademizin çökmesini, ağlayarak bir çocuk gibi onlara koşmamızı bekliyorlar.
DELİ KADIN: Avuçlarını yalarlar.
DELİKANLI: Kesinlikle. Onlar gelecekler. Özür dileyip, isteklerimize kulak verecekler.
ŞİŞKO: Pöh, ne istiyorsunuz, söyleyin o zaman!
DELİ KADIN: Kapa gaganı, seni baykuş! Susma hakkını kullanmaya devam et, yoksa…
ALAYCI: Bana bir kilo kadar direnme gücü lazım bu arada. Nereden alabilirim, biliyor musunuz?

Hiç yorum yok: