Ben: Bu doğru. Daha geçen gün bir yüzbaşıyla karşılaştım. Dişlerine baktım, tam 437 yaşındaydı.
Gamlı: Filmlerde osuruk efekti kullanmak peliküle zarar veriyormuş, o yüzdenmiş hiçbir kahramanın osurmaması.
Sayko: O zaman bi de şunu dinle: Kobra yılanları Kemal Sunal filmi görünce kıkır kıkır gülmeye başlıyormuş . Yılan yetiştiricisi bir arkadaş söylediydi.
Ben: Komedyenler de kendini aynada görünce ağlamaya başlar.
Gamlı: Bir yılana hapşırık tozu verilse grip olur bence.
Ben: İlk grip olduğumda garip bir şekilde orgazm olmuştum. Bir daha asla tekrarlanmadı.
Sayko: Biraz önce yalan söyledim. Öyle bir arkadaşım yok. Karafatma terbiye eden var ama...
Gamlı: Ben de yalan söyledim. Beynimde dönenlerden başka hiçbir şey yaşamadım bugüne kadar.
Ben: Hiç yalan söylemedim ben. Hep başkalarının yalanlarını tekrar ettim.
Sayko: Terbiyeci arkadaşıma bakın! Üstümüzde. Bize bakıyor.
Gamlı: Ne kadar büyükmüş! Sanki altımızda da aynısından var.
Ben: Üçümüz aynı anda konsantre olup beyin dalgaları gönderirsek onu alık olduğuna inandırabiliriz.
Sayko: Böylece?
Gamlı: Böylece çırak olarak kullanabiliriz onu!
Sayko: Bir çırağa hizmet etmek benim için şereftir.
Ben: Benim için de...
Gamlı: Ben sıkılırım aslında...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder