Üniversite hocası ve romancı, 2003’ten beri Kültür bakanı, 40’ından sonra sinemaya soyunmuş Lee Chang Dong’un Türkiye’de “Vaha” adıyla oynayan Oasis’i çok önemli bir başyapıt. Başta; iki özürlünün aşkı olarak özetlenebilecek konusunu okuyup can sıkıntısından patlayacağımı düşünerek yer ayırtmasam da, daha sonra festival boyunca üç önemli Kore filmini seyredip bu heriflere de nooluyor lan, içlerine şeytan mı girmiş falan diyerek, yani belki tam olarak anlatamadım ama saygı duyarak Oasis’i de mutlaka seyretmem gerektiğini düşündüm. Hayatımın en isabetli kararlarından birini verdiğimi bilmeden salonun kararışını hemen ardından görüntülerin akışını ağzım açık seyrettim iki saat boyunca. Çıkarttığım dersler şöyle: 1- Konuya kesinlikle aldanmamak lazım. Bir auteur sinemacı konudan bağımsızdır. 2- Koreliler Kim Kiduk, Park Chan Wook, Joon-ho Bong gibi ustalarla birlikte yeni bir dalga başlatmışlardır, ancak bundan kendileri bile habersizdir. Bunu daha sonra ortaya koydukları özenti, dandik işlere bakarak söylüyor ve Lee Chang Dong’u bu kelamın dışında bırakıyorum. 3- Avrupalı ya da Amerikalı olmadıkları için ortaya koydukları önemli oluşum bir akım olarak adlandırılmamaktadır. 4- Oluşan Kore Yeni Dalgası bir modeli olmayan Türk sinemasına aslında müthiş bir tiyo olarak algılanmalı ve sinemacılarımız bir an önce varoşlara girip gerçek acılardan yaratıcı öyküler çıkartmaya bakmalıdır. 5- Fransız bunalımı ve Amerikan yapaylığından uzaklaşmak için bir an bile beklenmemeli, ülkemize de hakim olan mistik öğeler, esprili bakış açısı ve bir anda üstümüze inen o meşhur arabesk duygu, kadere isyan bir potada yoğrulmalıdır. OASİS’in E-Mule’de bulunduğunu da haber vereyim de bu yazı öyle havada kalmasın. Alın, izleyin ve gerçekten duyarlı bir öykü nasıl işlenir görün.
Lee Chang Dong, Yapıtlar: Green Fish (1997) – Peppermint Candy (2000) – Oasis (2002) – Secret Sunshine (2007)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder