Daha biriyle dalaşmaya gücü yetmeyecekken iki taksi daha durmuş. Levyeler ellerde. Şöförler, incecik, gözleri deli deli bakan delikanlıyı ittire ittire arkadaki duvara doğru sürüyor. Bir şey dese Allah yarattı demeden girişecekler. Öfkeyle soluyor genç. Artık küfredemiyor. Bağıramıyor. Sadece titriyor ve birden bir şeyler oluyor ona. Rengi değişiyor sanki. Kafası hafifçe büyüyüp yerine iniyor. Korkuyla bırakıyor eller yakasını. Gözler panik içinde titreşiyor. Delikanlının çenesi, gözleri, parmakları değişime kapılıp boyut değiştirirken boğazından anlaşılmaz iniltiler dökülüyor.
“Hay anasını, bu ne lan?” diyor şöförlerden iri yarı olanı.
Kaçamıyorlar, yerlerine mıhlanmış, delikanlının gömleğinin patlayışını, düğmelerinin etrafa saçılışını izliyorlar.
Ama birden o kıpkırmızı renk çekilip gidiyor yaratığın yüzünden. Devasa bir boyuta ulaşmış, lif lif kasları sönüveriyor. Tekrar delikanlı kalıyor orada düdük gibi. Sadece giysileri falan yırtık, bir de saçları dağılmış.
“Hay anasını sikiyim be, yine dönüşemedim,” küfrü havada kalıyor.
Korktukları için bir kat daha sinirli, çata çuta girişiyor şöförler ona...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder