Akşam karısının önüne koyduğu çayı tam yudumlamaya başlayacakken telefon çalıyor.
“Baksana Kerem, benim elim yaş,” diyor karısı.
Gözünü televizyondaki diziden zorlukla alarak ayağa kalkıp ilerliyor Kerem. Ahizeyi kaldırıyor… Boğuk bir ses. Yabanıl ama kendi sesi. Tüyleri diken diken olurken zorlukla yutkunabiliyor Kerem.
“Ben bilinçaltınım,” diyor kendisi fısıldarmış gibi. “Sana delirdiğini haber vermek için aradım.”
Gözleri yuvalarında fıldır fıldır dönerken koridorda durmuş, merakla ona bakan karısını görüyor.
“Kimmiş?” diyor karısı.
Cevap vermiyor Kerem. Kafasını telefonda konuşulan şeyleri tasdik amacıyla emme basma tulumba gibi bir iki kez salladıktan sonra, bomboş bakışlarla koltuğuna geri dönüp çayını içmeye devam ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder