Devletler ve politik örgütler doğarlar ve batarlar. Eski Türk devletleri, Roma İmparatorluğu, Sasani İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu, İngliliz İmaparatorluğu sadece kitaplarda var. Devletlerin sınırlarını kuruluş ve gelişme aşamasındaki askeri, ekonomik ve kültürel güçleri çizer. roma İmparatorluğu Ren Nehri'nin ötesine geçemedi. 14. yüzyılda Avrupa yoktu. 15. yüzyılda Rus devleti Karadeniz'e ulaşmıyordu. 17. ve 18. yüzyıllarda Amerika'da bir İngiliz sömürgesi vardı. Etnik gruplar, diller, kültürler devletlerden önce gelir. Ulus-devlet bir 19. yüzyıl icadıdır. Fakat bugün bütün dünya ulus-devlet kurgusu üzerine biçimlenmiştir...
"Bütün ülkeler budun, din, kültür açısından parçalıdır. Amerika, Rusya, şimdi AB, sayısız etnik grupları bütünleştiren örgütlenmelerdir. Her ülkede etnik gerilim var. Dünya toplumları daha bunu aşamadılar. Fakta Batılılar, kesinlikle emperyalist eğilimleri ve patronluk iddiaları ile, kendi politik yapılarının etnik sınırlarını geniş tutsalar da, eski sömürgelerinde ve Türkiye gibi üçüncü dünya olarak gördükleri ülkelerde parçalanmaya destek oluyorlar. Bu çok açık, sevimsiz bir ikiyüzlülüktür...
(Doğan Kuban'ın Cumhuriyet Bilim'deki yazısından seçerek alınmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder