Ara sokakta kimse yok. Cebinden cüzdanını çıkararak yaklaşıyor Murat büfeye. Hemencecik bir sigara almazsa kafayı yiyeceğinden emin. Eğilirken binlerce kez yinelediği soru beyninde hazırolda bekliyor. Fakat soramıyor o. Kağıt para elinde sallanırken, kekeleyerek; tabureye oturmuş, silahı kafasına dayamış, intihar etme hazırlığındaki büfeciye bakıyor ve “Ee şey, pardon, rahatsız ettim!” deyip oradan uzaklaşma telaşına kapılıyor.
İndiriyor büfeci silahı hızla. “Önemli değil bilader, ne vardı?” diye soruyor, bomboş bakışlarla.
“Şey, öhö, ben bir Winston light alacaktım,” diyebiliyor Murat kurumuş boğazından nasıl çıkarttıysa.
Kalkıp parayı alıyor, sigarayı ve para üstünü uzatıyor adam.
Hızla dönüp, koştururcasına uzaklaşıyor Murat. Köşeyi dönene kadar, boncuk boncuk ter akan yüzü kasılmış, boynu içeri çekilmiş, bir silah sesi bekliyor ama gelmiyor. Kalabalığa karıştığı ve sigarasını yaktığı anda bir rahatlık çullanıyor üstüne…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder