11 Temmuz 2009 Cumartesi

İnsanı Sadeleştirerek Söylersem... (Tahir M. Ceylan)

Düşünce hatıraların kontrolü, dikkat duyusal girdinin kontrolü, amaçsa motor çıktının kontrolüdür. (K.H. Pribram)

Ölçülülük, hafif kontrol gerektiren zayıf dürtülere sahip olmanın sonunda gelirken, aşırı kontrollülük, kontrolü zor ve tehlikeli isteklere sahip olmakla gelişir.
Acıya dayanma gücü yetinmenin büyüklüğüyle paralel gider, yetinme de bir acıdır çünkü.
Başarılı adamlar, yaşamlarını bütünüyle kontrol etme hayaline sahiptirler, yaşamını kontrol eden içine bir nebze başarı koyar elbet.
Üstün yaratıcılar, alt basamakları tek hamlede atlayarak doğrudan kendilerini gerçekleştirmeye ykönelir.
Her insan çevresini ve kendini keşfe yönelmiş bir bilim adamıdır.
Dünyanın aşırı farkında olmak insanı bilim adamı, kendinin aşırı farkında olmaksa hasta yapar.
Psikoterapi bazen insanın, kişiliği değiştirmeden kendi doğasına uyum göstermesini sağlar.
Hastalıkları iyileştirmeyi değil, denetim altında tutmaya çalışın.
Aşırı doyum kendini engellemektir.
Annenin rolü çocuğu topluma eklemlemektir.
Kimlik kazanmak, değişimin göbeğinde değişmeden kalma becerisi edinmektir.
Yaratıcının enerjisi, ide daldırılmış egonun bir hayvanı emer gibi idden enerji çekebilmesiyle sağlanır, o nedenle bu tür enerjide sonu gelmez bir kuvvet vardır.

Eğitim, insan beyninin heykeltraşıdır.
Tanrı her insana sabah uyanmak için bir neden vermiştir.
Bir yapı bencilleştikçe daha üst bir organizasyon kurar.
Açlık arayış, doygunluk durgunluk, durgunluk isteksizlik yaratır.
Uyanıklık kendini harcamak, uyku kendini onarmak içindir.
İnsanın en çok ikiyüzlülük yaptığı alanlar ekonomi (para) ve cinselliktir ve zaten bu ikisi hayatın temelidir.
Arzuların engellenmesi düşünce doğururken, doyurulması düşünceyi yok eder.
En köklü mutluluğu, üzünü duyabilme gücü olanlar yaşar.
Tabiatın istediği anlamda en gelişmiş zihin, sadece mükemmel yalanlar söyleyip ek hiçbir çaba göstermeden yaşama becerisi taşıyanlarda olur.
Zihin önce anneyle, sonra başkalarıyla rezonansa geldikçe kurulur.
Mukavim bir mutluluk kendine doğru söylemekle oluşturulur.
Varlığımızı Afrika'daki üç, beş bin kişilik bir kabileye, rönesansı Floransa'daki Medicinilere borçluyuz. Ailelerin ve kabilelerin reisleri vardır; bütün büyük işleri hep bir kişi başlatmış ve hatta başından sonuna pratik olarak o kişi tamamlamıştır.
İnsanlar, ona tavır almaya hazır olmadan tehdidi algılamaz.
Büyüme bilgi kırıntılarında dünyalar kuran logaritmik bir öğrenmedir.
İlk sevinci, gerilimlerin yerine eylemleri geçirdiğimiz gün yaşarız.
İnsan, egosu sıfır olarak doğar ve tamamlanmamış olarak ölür.
Bir insanın doğuştan itibaren ihtiyaçları derhal giderilirse, o insanda gerçeklik fikri hiçbir zaman oluşamaz (O. Fenichel)
İlk yoksunluk tanışılan ilk gerçekliktir, bu durumda insan yüklenen gerçek amaç tam doygunluk şeklinde mükemmele ulaşmak olsa bile, o amacın o insanın beyninde kendine görünen yanılsaması gerçeklerden kurtulmak, yani mutlak özgürlük şeklindedir.
Çocuğu eğitime yatkınlaştıran süttür. Annenin okşayarak verdiği doyurucu sütün yerini, öğretmenin sevgiyle verdiği büyütücü bilgi alır.
Ego, (benlik) insanı, yaşamın temel amaçlarına doğru evcilleştirmek için vardır.
İnsan tam olarak kendine güvendiğinde sıkıntı yok olduğu kadar zevk de yok olur.
Sözcükler nesnelerden gelip, nesneler giden haberlerdir.
Kişinin nesneye verdiği değer, kendi doyumunu olanaksız kılacak derecede ileri gittiğinde aşktan söz edilir. (O. Fenichel)

(Cumhuriye Bilim ve Teknik - Aylak Bilgi - Tahir M. Ceylan)

Hiç yorum yok: