13 Şubat 2009 Cuma

Yönsüzlük - Doğan Kuban

Kentlileşememiş insan bilgi değil iktidar istiyordu, temsilcileri iktidardadır. İktidar onları fakirlikten kurtarmamıştır. Yeni kentlinin tarih bilinci ne ulusalı ne de evrenseli arayacak niteliktedir. Toplumsal kaygısı kendi geleceği ile ilgilidir. Geçmişi unutmuştur. Geleceğe uzun vadeli bir perspektif içinde bakamaz.
Bu ortamda bütün bilimler, sanatlar, üretimler, bugünü kurtarabilecek geçici kurumsallaşmalar içinde, iktidar oyununun sahanleri olarak vardır. Üniversite kurulur. Üniversite olması tabelasında kalabilir. Araştırma enstitüsü kurulur. Fakat araştırma yapacak bütçesi olmaz. Öğretim vardır. Hocası ve kitabı bir türlü yeterli olamaz. Sayı arttıkça her şey reklam levhasına dönüşür. Eğitim çoktan oya kurban olduğu için, kırsal insanın oyunu sağlayacağı düşünülen ortaçağ zihniyeti, çağdaş eğitim yoğunluğuna ulaşmıştır.
İstatistik bir oyundur. Kent bir programsız agglomera’dır. Kente üşüşen toprak yağması isterisi, belediye, plan, imar, tarihi çevre, doğal çevre, sağlıklı çevre kavramlarının içini boşaltmıştır. Çağdaş Türkiye’nin bütün hastlıkları, kırda değil, kent adı verilmekte devam edilen kaotik oluşumlarda, fakat çağdaşa ulaşamamış kırsal kültür temsilcileri tarafından sergilenmektedir. Bu temsilciler ne köylüden ne de sadece köyden gelenlerdir. Batı’nın 21. yüzyıl sömürgecilik vizyonunun bilinçsiz temsilcileridir.
Bunlar ne köylü ne kentli. Sorun da bu yönsüzlüktedir…

Hiç yorum yok: