Kapıdan çıktığında sadece iki saniyesi olduğunu biliyordu artık. Topu topu üç adımda beynine yüklenen ara anıların çalıştığını, iki saniyede ailesiyle geçirdiği bir günün, televizyonun karşısında geçirdiği zamanın, içtiği viskinin, kitabı elinde uyuyakalışının, sabah kalkıp kahvaltı edemeden evden fırlayışının bir anda nasıl da yaşanıp bittiğini, bir metre bile gidemeden geri döndüğünü bambaşka bir ifadeyle yüzünde. Çaktırmadan, çantasını gelişigüzel sallayarak ve tüm içtenliğini takınarak güvenliğe “Günaydın,” diyerek asansöre yollandı. Biliyordu o diğer zamanın asla yaşanmadığını. Bu kapının bir metre dışına kadardı dünya…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder