ŞEYTAN ÇARMIHI
Kiri Kiri'den sağ çıkmak
hemen hemen imkansızdır.
Tutuştururlar elinize kişisel
eşyalarınızdan kalan ne varsa
politen bir torbada. Onların
istemediği herşeyi.
Adım atarsınız dışarı, dikilirsiniz sonra
buzdolabından çıkmış bir parça et gibi
eriyerek güneşte. Ancak korkarsınız
dış kapıdan birkaç adım daha
öteye gitmeye. İnanırsınız
sırtınızdan vurulacağınıza.
Ya da gittikçe solgunlaşan teninizde
ölüm kokusu taşıdığınızı bilen
insanların sizden irkileceğine.
Ama olmaz hiçbir şey.
Hafif bir rüzgâr dalgalandırır gömleğinizi,
havlar bir köpek park etmiş bir arabaya.
Yağda kızarmış muz kokusu, ılgıt ılgıt,
acıtır canınızı nedensizce.
Soğuk, tatlı bir Koka-Kola
nemlendirir gözlerinizi.
ÇOCUK İŞİ GİBİ BİR İŞTEN BAHSETMEK
Asker soruyor çocuğa: Karar ver hangisini
keseyim? Sağ kolunu mu sol kolunu mu?
Çocuk, on, belki dokuz yaşında, diyor ki: Kesme hiç birini,
kesersen, bir kanadı kırık kuş gibi
bozarım oynarken sek sek alanının
çizgilerini, bırakın körlük girsin içeri.
Soruyor asker bir kez daha: hangisini keseyim
karar ver? Sağ kolunu mu sol kolunu mu?
Ölü babasından fazla yaşlanıyor çocuk hemen oracıkta,
diyor ki: kesme hiç birini, kesersen ruh dansı ederken
tökezlerim, kumlar savrulur ışığın yüzüne.
Ekliyor sonra: Oyup çıkar sağ gözümü,
çok şeyler gördü, ama sol gözümü bırak,
Tanrıyı görmek için ihtiyacım var ona.
STABAT MATER
Ağaçlar arasındaki boşluklardan sızarak
Damarlarla kaplıyor ayışığı tan yerinin anısıyla
yüklü geceyi. Ölü örtüye sakal olan eğreltiler
içinde çömeliyor bir anne, izliyor kollarındaki
çocuğunun hayata tutunma gücünü yitirişini,
yitirişini öksürüklü soluğunu, oyalanan bir acıyı.
Usulca kapatıyor annesi gözlerini, kerpeten
oluyor parmakları onun burnuna ve ağzına,
rahatlatarak gıtlağını boydan boya.
Hatırlanmış hayatlar için hangi ayrıntı geçerlidir ki;
Yer mi olay mı yoksa yalnızca iğnesinin kaşıntısını bırakan
bir arının çaldığı çiçek kokusu gibi yitip gitmek mi?
Çev: Cevat Çapan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder