Günümüzde eser kavramı
değişmiş, internet ve e-book yazılımlarının desteğiyle araştırmacıların ve
okurların interaktif katılımı gündeme gelmiş, kompleksten arınmış yazarlar
sayesindeyse romanlar gelişime açık, yaşayan ve değişen varlıklara dönüşmüştür.
Olması gereken de budur. Romanın üzerinden ne kadar geçilirse geçilsin, ne
editörlerin ne de yazarın dikkati yeter bütün hataları gidermeye. Araştırmaya
gelinirse, bir yazar değerli bir araştırmacı – tarihçi – bilim insanı olsa fena
olmayacağı gibi bu bir gereklilik de değildir. Akademisyenler ve okurlar yazarın
kusursuz olmasını talep edecekleri yerde, konu olarak çekici, yazım olarak da
yeterli buldukları bir romana destek vermeyi seçmelidirler. Yazarınsa burnu
büyük davranma, kendisini eleştirilere kapatma lüksü yoktur. Yapılan tarihi –
bilimsel – mekânsal yanlışları not edip ihtimamla kitabını geliştirmeli,
mükemmele doğru yolculuğunu sürdürmelidir. Yeni baskılar aynı zamanda revizyon
zamanlarıdır. E-book formatı ise istenildiği an yenilenebilirliğiyle, interaktif
katılıma açıktır ve esere anında müdahale etmeye izin verir.
Sonuç olarak, eğer absürt - fantastik bir anlatımı yoksa
tarihi bir kitabın, konu aldığı dönemi çarpıtması, yanlış aktarması kabul
edilebilir bir şey değildir. Fakat bir akademisyenin bunu küçümseme aracı
olarak kullanması da yanlıştır. Belki de bu, insanların dikkate
alınmayacaklarını düşünerek hırçınlaşmasıyla açıklanabilir. Araştırmacı, alt
alta koyduğu belgeli eleştirileriyle yapıta olağanüstü bir katkı yapmakta,
gelişimine izin vermektedir. Tek sorun yazarların kendilerine uzanan elleri
sıkıp, eserlerinin güzele doğru akışını bloke etmemeleridir. En doğrusu, yazarın,
kitabını eleştirilere açtığını, romanı için açtığı sitede ilan edip bir forum
kurmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder