11 Ocak 2013 Cuma
Kalabalıkta Kayıp
Evet, kalabalıkta kayıp bir halde, tek başına ve zavallı bir halde geziniyor. Büyük şehrin sonsuz gürültüsüne, tuhaf insanlara ve sirenlerin ulumasına alıştı. Hatta metroya binmeyi bile öğrendi. Ama şehir onu eziyor, boğuyor. Sadece geceleri, sokaklarda fenerlerin ışıkları sisin içinde sarı sarı yandığı zaman, biraz canlanır gibi oluyor. Otobüs duraklarındaki insanlara yanaşıyor ve başlarının üzerine bakarak her şeyi yüksek sesle o tuhaf kuşdiliyle söylüyor. İnsanlar telaşla çekiliyor ya da gülümsüyorlar, parmakla gösteriyorlar onu ve kimse, tek bir kişi bile, bu sönük yaşlı gözlerinin şimdi neyi gördüğünü bilmiyor; oturanların karanlık yüzlerinde yalım yalım ateş, uyuyan çalılıklar ve kıpırtısız dorukların üzerinde, gümüşsü ışıklarıyla kızarmış, ortalığı ışıl ışıl aydınlatan dört hilal…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder