8 Ağustos 2011 Pazartesi

Sistem ve Gerçekler - Büyüme Nereden Gelecek - Ergin Yıldızoğlu

Borç ödemek için büyüme, büyüme için de kaynak gerekiyor. Bu kaynaklar, yeni yatırımlarla, yeni “artıdeğer” üretim noktaları yaratılarak elde edilebilir. Ya da ek kaynak, “emek sömürüsü” oranları arttırılarak, sermayeye daha fazla servet transferi yapılarak yaratılabilir. Bugün bankalar ellerindeki kaynakları kredi olarak vermek yerine merkez bankalarına park ediyorlar, S&P 500 şirketinin “kasalarında” 950 milyar dolar nakit, yeni yatırımlara yönelmek yerine bankalarda yatıyor (Wall Street Journal 06/08/11). Kısacası, güven ve tatmin edici getiri/kâr oranı beklentisi yok. Böylece sömürü oranlarını, kaynak transferini arttırma seçeneği öne çıkıyor. Ama ya işçi sınıfı, çalışanlar bunu kabul etmezse?
Büyüme için gerekli kaynaklar, mal, sermaye ihracıyla ucuz hammadde, enerji kaynaklarına ulaşma yoluyla ya da birikmiş kaynaklara el koyarak (emperyalizm) ülke dışından da getirilebilir.
Ancak El Arian’ın da işaret ettiği gibi bu durgunluk, mali kriz, özellikle Batı’da tüm büyük ekonomileri etkiliyor. Herkesin aynı önlemlere yönelmesi, büyüme için gerekli kaynakların dünya ekonomisinden transferini, piyasa mekanizması içinde gerçekleştirmeyi zorlaştıracak. Bu zorluklar, rekabetçi devalüasyonlar, açık gizli korumacılık uygulamaları bağlamında, gündeme kimi “karanlık düşünceleri” getirebilecek.
Bu düşüncelerin ilk örneğini, 3 Kasım 2010’daki yazımda aktarmıştım: Krizin konuşulduğu bir toplantıda, Prof. Krugman (Demokrat) ve Prof. Feldstein (Cumhuriyetçi) “Kimseye savaş açmaya niyetimiz olduğunu sanmıyorum, ama bize II. Dünya Savaşı’ndakine benzer bir mali genişleme gerekiyor” saptamasında birleşmişlerdi.
Geçen hafta, Wall Street Journal’da editörlük, ABD Hazine Bakanlığı’nda müsteşarlık yapmış olan Craig Roberts’in, “Ekonomik iyileşme umutları ortadan kalkınca, savaş ihtiyacı daha da kaçınılmaz hale geldi” saptamalarını okuduk. Ben de bir başka savaş “beklentisine”, Gloom Boom&Doom Report adlı mali bültenin editörü, İsviçreli yatırımcı, Marc Faber (65) ile cuma günü Bloomberg’de yapılan söyleşide rastladım. Faber, bir sonraki krizin 2008’dekinden çok daha sert olacağını vurgulayınca, TV sunucusunun ağzından kaçan, “Kapitalizmin sonu mu geliyor” sorusuna karşılık, “Bilgisayar kraş edince ‘reboot’ gerekir. Kapitalizm şimdi bu durumda” dedi ve ekledi: “Büyük devletler bunu yaparken birbirleriyle savaşmaktan kurtulamayacaklar”. Benim de aklıma, nedense Suriye - İran - Türkiye üçgeni, Çin ve Hindistan’ın hızla silahlanmakta olması geldi...

Hiç yorum yok: