16 Ağustos 2011 Salı

Robotlar Konusunda Bilmediklerimiz


“Robot” sözcüğü Çek dilinde “angarya” anlamındaki robota sözcüğünden geliyor. Sözcüğü ilk kez Çek yazar Karel Capek, 1921 yılında sahneye konan R.U.R (Rossum’un Evrensel Robotları) adlı oyununda kullandı. Oyunun kötü biten sonunda robotlar ayaklanarak yaratıcılarını öldürürler. Robotların yaratıcılarından geriye yalnızca biri kalır.
1981 yılında Kawasaki fabrikasında çalışan Japon bir işçi robot kolunun çarpması sonucunda yaşamını yitirdi. Kazara olduğu söylenen bu olay bilinen ilk robot cinayeti olarak tarihe geçti.
Günümüzde kullanımda olan endüstriyel robotların sayısı bir milyonun üzerinde. Bu robotların hemen hemen yarısı Japonya’da bulunuyor.
Ünlü düşünür Platon’un arkadaşlarından Tarentumlu Arkitas İ.Ö. 5. yüzyılda buhar ya da basınçlı havayla çalışan ve tarihin ilk robotu olarak kabul edilen mekanik bir kuş yaptı.
Leonardo da Vinci 1495 yılında zırhlı bir insansı makinenin planlarını çizdi. Mühendis Mark Rosheim da NASA’nın Mars’ta sömürge kurma girişimine katkıda bulunmak amacıyla bunun işlevsel bir minyatürünü oluşturdu.
Yavaş ama kararlı.” Spirit ve Opportunity adlı gerçek Mars robotları üç yılı aşkın bir süre boyunca Kızıl Gezegen çevresinde yaptıkları uzun ve yorucu yolculuklar sonucunda yaklaşık 17 kilometrelik bir yol kat ettiler. Durdurulamayan bu zeki robotlar 90 gün dayanabilmeleri niyetiyle tasarlanmışlardı.
ABD’ye ait 4000 askeri robot Irak’ta yol kenarlarına yerleştirilen bombaların izini süren keşif aygıtlarından ve PackBot olarak bilinen uzaktan kumandalı robotlardan oluşuyor.
PackBot’un üreticisi iRobot, özdeş bir çevre-algılayıcı teknolojiye sahip olan ve iki milyonu aşkın sayıda satış yapan Roomba adlı robot elektrikli süpürgelerin de üreticisi olarak biliniyor.
Afganistan’daki Taliban savaşçılarının mağaraların yerini saptamaya çalışan ABD robotlarını geri çevirmek ya da etkisiz kılmak amacıyla merdivenlerden yararlandıkları söyleniyor. 
Dünyanın ilk insansı robotu sayılan Elektro 1939 yılında yaşamımıza girdi. Westinghouse tarafından üretilen yaklaşık iki metre boyundaki bu robot yürüyebiliyor ve yedi yüzü aşkın sözcüğü “söyleyebiliyordu”. Sözcükler konuşma benzetimi yaratmak amacıyla 78 devirlik plaklara kaydedilmişti.
Elektro daha sonra 1960 yapımı “Sex Kittens Go to College” adlı düşük bütçeli filmde yer aldı.
Bristol Robotics Laboratuvarı’ndan Chris Melhuish çürük elma ve ölü sineklerden elektrik üretmek amacıyla bakterilerle dolu yakıt pilleriyle çalışan robotlar oluşturdu. Sonuçta kendi yiyeceklerini arayan robotlar oluştu.
Avustralyalı araştırmacılar E.coli bakterilerinin devinimlerini taklit edebilen minik robotlar oluşturmaya çalışıyor. Bu robotların iğneyle hastaya aktarılması suretiyle içeriden biyopsi yapılması tasarlanıyor.
Sibernetik profesörü Kevin Warwick kendisini dünyanın ilk siborgu (insan robot karışımı organizma) olarak nitelendiriyor. Sol koluna yongalar yerleştirilmiş olan Warwick kapılara, yapay bir ele ve elektrikle çalışan tekerlekli iskemleye uzaktan kumanda edebiliyor.
Japonya’nın NEC System Technologies şirketi ile Mie Üniversitesi tarafından ortaklaşa üretilen Winebot adlı robot, farklı şarap, peynir ve meze türlerini ayırt edebiliyor...ama bir yere kadar. Winebot’un bir süre önce bir gazetecinin elini İtalyan jambonuyla karıştırdığı söyleniyor.
Kafa ve boyun biçiminde bir monitörü olan RoCo ile duygusal ipuçlarına yanıt vermek üzere tasarlanan Leonardo’yu geliştirmekte olan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’ne bağlı Medya Laboratuvarı, robotları kişiselleştirmeye çalışıyor.
Robot uzmanı Henrik Christensen’in öngörülerine bakılırsa, insanlar önümüzdeki dört yıl içinde robotlarla cinsel ilişkiye girecekler.

Hiç yorum yok: