(NewYork’tan Telefonla Bağlantı)
Ben: Burada hava kapalı. Orada açıksa, benim sorularıma gerekli duygusal empatiyi gösterememe gibi bir şansınız var, bu sizi telaşlandırıyor mu?
Ben: Havayı içime çekip istediğim duyguyu vererek tekrar dışarı salarım ben. Bir tek lodosta zorlanıyorum.
Ben: Ştrugatski kardeşleri çok beğendiğinizi söylemişsiniz. Bu onların eserlerinden çalmak için hazırlandığınızı mı gösteriyor?
Ben: Buna çalma olarak bakmayalım. Ödünç alıp öldükten sonra nerede buluşursak orada özür dilemek biçiminde algılarsak daha rahat oluruz kanımca.
Ben: Uçaktan korktuğunuz için mi yanıma gelmediniz? Telefondan sohbet biraz garip oluyor.
Ben: Ben sadece uçaktan değil, her şeyden aynı derecede korkarım. Yaşayamamamın nedeni bu!
Ben: Anlıyorum. Hala ergenliğinizi yaşadığınız söyleniyor. Buna ne diyeceksiniz?
Ben: Bizim ailede ergenlik on yaşla yetmiş beş yaşlar arası sürüyor. Yapabileceğim bir şey yok. En iyisi bunu düşünmeden yaşayabilmek.
Ben: Sinemaya dönecek misiniz?
Ben: Sinema ölmüştür.
Ben: Emin misiniz bundan? Milyarlarca dolarlık bir sektörden söz ediyoruz.
Ben: Evet eminim. Sinema ölmüştür.
Ben: Ya edebiyat?
Ben: Onu ben öldürmeyi düşünüyorum.
Ben: İçinizdeki yıkıcılığın kaynağı nereden geliyor?
Ben: Küçükken çok fazla soru sordum ve hiçbir şeyin cevabını öğrenemedim. Huzursuz bir tabiatım var haliyle.
Ben: O yüzden mi MSN’inize “ölü, sabırlı ve öfkeli,” yazıyorsunuz.
Ben: Onu ben yazmadım, alt benliğim yazdı. Aynı evde yaşıyorsanız en iyisi birbirine fazla karışmamak.
Ben: Geçmişe gitseniz hangi tarihe gitmek isterdiniz?
Ben: Üç dakika öncesine, ilk soruya verdiğim cevabı beğenmedim.
Ben: Değiştirin o zaman.
Ben: Lodosun bi tarafına sokayım. Telefonun da. NewYork’un da!
Ben: O halde, şimdi nereye gitmek istediğiniz konusundaki gerçek cevabı alabilirim.
Ben: Zamanın başlangıcına. Oluşacak her şeyi daha oluşmadan yok etme görevini başarıyla yerine getirirdim. Sadece ben olurdum o zaman. Sadece ben.
Ben: Sizi okuyacak olan milyonlara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Ben: Liberal ve demokrat olduğunu söyleyenlerin kuklalarını yapıp her akşam içten bir dua eşliğinde iğne batırsınlar.
Ben: Başka?
Ben: Derin bir bunalıma düşene dek, neden yaşadıklarını sorsunlar kendilerine ve tam ölmeye karar vermişken akıllarına ben geleyim. Her şeyin sorumlusu olarak beni görüp açacağım 900’lü hattan gerçeği öğrenmeye çalışsınlar.
Ben: Başka?
Ben: Seviştikten sonra masturbasyon çekmeyi alışkanlık haline getirsinler. Böylece doyumsuzluğun ne derece can sıkıcı bir sonuç doğurduğunu görme şansları olacaktır.
Ben: Başka.
Ben: Para verirsen söylerim.
Ben: Ajans bir ödeme yapmıyor röportajlar için.
Ben: O zaman bu kadar. Sen de çabuk geri dön. Evde tonla iş var.
Ben: Tamam…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder