Bir gün bu hakîr çocukluğumda Unkapanı'nm iç yüzünde kuyumcu dükkânlarımızda sure-i (— ) 'Biz onda (Tevrat'ta) Onların üzerine yazdık cana can [Mâide, 45] âyetini okurken Kapanî Efendi geldi. Bu âyeti duyunca "Allah Allah" dediler. Derhâl berber dükkânında Güleşciler Tekkesi Şeyhi Pehlivan Ali Halhali belirdi. Bizim dükkân önünde Giysüdâr'ı görünce bir nara atarak, "Ey dost, Şahımız Şah Ali'dir kurban olsun Şah [113a] Hüseyin'e canım, başım top eyleyüp geldim belâ meydanına, Kerbelâ Meydanı'dır meydanımız" deyip Kapanî Mehmed Efendi'ye temennâ edip el öpünce hemen Kapanî Efendi, "İnşaallah Derviş Ali bu anda arzu ve isteğine erip Kerbelâ Çölü'nün şehitleri sevabına bu Aşure gününde nail olursun" deyip elindeki çoçtura testisini Derviş Ali'nin eline verdi. Derviş Ali o şaraptan birkaç nefes çekti ve bir kere nara atarak çıplak olup berber dükkânına girince Kapanî Efendi hakîre: "İşte ve ketebnâ âyeti mahalli geldi yine tekrar oku" derken onu gördük Derviş Ali kaçarak bizim dükkânımızın önüne gelince berber dükkânından Hacı Ahadoğlu adh bir yiğit dal-bıçak gelip Derviş Ali'yi memesi üstünden vurup şehit etti. Hemen Kapanî Mehmed Efendi Derviş Ali'ye, "Kerbelâ şehâdetin buldun mu ve 'Biz onda (Tevrat'ta) onların üzerine yazdık cana can ..." [Mâide, 45] âyetine mazhar oldun mu?" deyip gitti. Hemen babam, "Bre şu Hacı Ahadoğlu'nu tutun" deyip hademelerimiz derhâl katilin yakasını toplayıp Yeniçeri Ağası Şehit Haşan Halife'ye götürdüler. Suçlu bulununca Ahadoğlu'nu da Ağakapısı'nda esâmesin çalıp zindanda katlederek çardak önünde geceleyin denize attılar. Peder Derviş Ali'yi Güleşciler Tekkesi bahçesinde gömdüler. Derviş Ali'nin okuduğu beyitlerine uygun cevaplan Kapanî Mehmed Efendi keşfedince anında çıktı. Allah bilir böyle olmuştur.
Evliya Çelebi - İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder