20 Ocak 2010 Çarşamba

Panoptikon Mahkumları

(Ergin Yıldızoğlu - Demokratikleşme Tartışmalarına Bir Katkı)
1969'da William Prosser, liberal demokrasilerde en temel haklardan olan "kişi özeli" ihlallerini dört başlıkta özetlemiş: 1) Kişinin özel yaşamının, mahremiyetinin, özel işler alanının ihlali. 2) Bireyin özel yaşamına ilişkin kimi olguların onur kıracak biçimde açıklanması. 3)Kişiyi kamuoyunun gözünde yanlış tanıtacak yayımlar, beyanlar. 4) Birinin özelliklerini, bir başkasının yararına kullanılacak biçimde sahiplenmek.

Sermaye merkezileştikçe, oligarşik yapılar, bürokrasi, yeni teknolojiler geliştikçe izleme ve kontrol yöntemlerinin de geliştiğini, terörizme karşı savaş döneminde ülkelerin adeta birer Panopticon'a (herkesin bir merkezden her an izlendiği tutukevi projesi) dönüştüğünü biliyoruz. Ama o ki birileri demokratikleştiğimizi iddia ediyorlar; en azından yukarıdaki dört alanda yaşanan gelişmeleri bize göstermeleri, Güngör Uras'ın aşağıda aktardığım saptamalarını açıklamaları gerekiyor.
"28 Eylül 2009 tarihinde Resmi Gazete'de 5510 Sayılı Kanunun 8'inci Maddesinin 7. Fıkrasının Uygulanması Hakkında Tebliğ" başlığını taşıyan bir tebliği yayımlandı... Bu tebliğe göre, parasal işlemlere aracılık eden tüm kuruluşlar, işleme konu vatandaşın kimlik numarasıyla birlikte işlem konusunu SGK'ye hemen bildirmek zorunda..." Uras su, gaz elektrik faturasından cep telefonu faturasına, banakya kredi kartı taksitinden yapılan havaleye, meduat hesabından çekilen 50 liraya kadar SGK'ye bildirilecek diyor. "Tapuda ne işlemler yapıldı, otomobil için ve vergi ödnedi... Ankara'nın ekranında görülecek... Ankara insanların cebindeki parayı saati saatine izleyecek. Dahası SGK'ye gerektiğinde hesaplardan "prim borçlarını bilgisayarla tahsil imkanı veriliyor. SGK görevlisi gececek ekranın başına, "Ali Rıza Bey borçlu. Bankada hesabında para var, diyerek banka hesabını bir başka hesaba aktaracak..."
Uras'ın bu saptamaları, AKP hükümeti döneminde yaygınlaşan telefon dinleme olaylarının ötesinde, kişi özeline ve mülkiyet hakkına yönelik ihlallerin had safhaya ulaştığını, liberal demokrasinin temel özelliklerinin daha da zayıfladığını, medyanın "taraf"laşmasını Ergenekon'la ilgili ileri sürülen usulsüzlük iddialarını da düşündüğümüzde yukarıda değinilen dört maddede dile getirilen sorunların daha da ağırlaştığını gösteriyor....

(Ergin Yıldızoğlu'nun Global Politikültür köşeşinden seçilerek alıntılanmıştır.)

Hiç yorum yok: