6 Temmuz 2011 Çarşamba

Düşünce Daima - Tahir M. Ceylan

Aşk, ortak benlikteki eriyik yapıyı, dış dünyada eriyerek bütünleşmek biçiminde taklit ettiği için vazgeçilmezdir
Her şeyi birkaç defa kontrol etmeden rahat edemeyen insanlar, çocukluklarında arkalarına öngörülebilir ve sürdürülebilir bir anne desteği alamamışlardır, onun için yetişkinliklerinde kendilerine güvenli bir zemin sağlayacak mekân, insan ve olayların sağlamlığını sık sık kontrol etme ihtiyacı duyarlar
Bir bebeğin/çocuğun hayatında ortaya çıkan herhangi bir ihtiyaç hangi yaşta karşılanmamaya başlamışsa, o yaşın o ihtiyacı telafi yöntemi sonraki yaşların hastalığı olur
Günümüz toplumları kum yığını haline gelmiştir; insanların birbirine tutunmadığı, tanelerin yapışıp bütün olmadığı, içinde dostluk, insanlık duygusu gibi mukavim çekirdeklerin, sıkı damarların kalmadığı, derininde sevgi, fedakârlık, inanç gibi yumuşak, kıvıl kıvıl solucanların yaşamadığı bir kum yığını; ortasında da donuk yüzlü elektronik bir göbek taşı, iletileri toplayan, dağıtan, geri yansıtan, bir başka taneyle ancak onun aracılığıyla ilişki kurulan, o ortadan kalktığında ilişkinin kırıntısı bile kalmayan ve hayatı bu kadarla tanımlayan, tamamlayan bir kum yığını... Ve bir kum fırtınası bekliyorum, bu yığını yeryüzünden boşluğa savuracak ve geride elektronik bir çakıl taşı bırakacak...
Gerçek kurum kendine toplumsal gereksinimin azalması yönünde, sahte kurumsa artması yönünde çalışır

Hiç yorum yok: