İstanbul Kültür Üniversitesi tarafından KONDA işbirliğiyle yapılan Türkiye Gençliği Araştırması’nın sonuçları, dün üniversitenin Ataköy Yerleşkesi’nde düzenlenen basın toplantısıyla duyuruldu. 35 ilin 134 ilçesine bağlı 202 mahalle ve köyde 15-30 yaş arasındaki 2 bin 366 kişiyle yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilen araştırma, Türkiye gençliği hakkında birçok ilginç bulguyu ortaya koyuyor:
• “Geçmişten gelen geleneklerimiz değişmeden korunmalıdır” fikrine gençlerin yüzde 80.2’si, “Gündelik hayatımda toplumun tüm kurallarına harfiyen uyarım” cümlesine ise gençlerin yüzde 53.7’si katıldığını belirtiyor.
Kurumlara güven yok
• Gençler demokrasilerde kuvvet dağılımında yer alan kurumlara güvenmiyor. Ordu, polis, Meclis, yargı ve medya gibi seçenekler arasında en yüksek cevabı yüzde 32.7 ile “hiçbiri” alıyor. Gençlerin en güvendikleri kurumlar ordu ve polis. 10 kişiden 3’ü en çok orduya, 2’si ise polise güveniyor.
• Gençlerin yüzde 45.9’u Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye olmasından yana, yüzde 32.4’ü ise karşı. Diğer yandan, gençlerin yüzde 70.1’i Ortadoğu ve Müslüman ülkelerle yakın işbirliğinden yana ve yüzde 12.3’ü ise karşı fikirde.
Güç ve para...
• Gençlerin üçte ikisi hayata hazırlanırken en çok ailesinden bir şeyler öğrendiğini söylüyor.
• 10 gençten 5’i (yüzde 47.6) eğitimin işe girebilmek için sadece diploma sağladığını ve torpille bir yerlere gelebileceklerini düşünüyor.
• “Hangisi elinizde olursa kendinizi mutlu sayarsınız” sorusuna gençlerin yüzde 36.5’i “güç”, yüzde 36.2’si “para” ve yüzde 27.3’ü “aşk” cevabını veriyor.
• Gençlere göre kadın ile erkeğin beraber yaşayabilmesi için hem resmi hem de dini nikâh şart (yüzde 66.4). Gençlerin yüzde 20.2’si yalnızca resmi nikâhı, yüzde 2.2’si yalnızca dini nikâhı bir arada yaşamanın ön koşulu olarak görüyor; yalnızca yüzde 11.2’i ise beraber yaşamak için “sevgi”yi yeterli görüyor.
• Gençlerin yüzde 58.6’sı bir idolleri olmadığını söylüyor.
Araştırma sonuçlarını İKÜ Psikoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Tülay Bozkurt değerlendirdi: “Gençlik tüketim odaklı, içinde yaşadıkları topluma güvenmeyen, faydacı, muhafazakâr bir profilde. Bu profilin kırılma noktaları özellikle din ve eğitim. Dini inanç düzeyi yükseldikçe, ailenin gence fiziksel müdahalesi ya da çocuk eğitiminde öğretmen şiddetine taraftarlık artıyor”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder