22 Şubat 2010 Pazartesi

Esnek Olma Katı Ol - Mustafa Sönmez

...
AKP ve sermaye, sayıları 5.5 milyonu bulan işsizlere şu tehditle yaklaşıyorlar: Ya daha çok işsizlik ya da esnek çalışma, yani güvencesiz çalışma'ya boyun eğmek...
Patronları bu noktaya getiren, Asyalaşma modeli. Yani, çoğu ihracata dönük sanayi malı üreten Asya ülkelerinde geçerli olan, ucuz emeğe dayalı model. Emeği ucuzlatan, rakibinin önüne geçiyor. Özellikle 2000'li yıllarda AB'nin dayanıklı-dayanıksız tüketim malı üreticisi olmaya başlayan Türkiye'nin de abandığı rekabet aracı, ücretler. Varsa yoksa, en az istihdamı en ucuza mal edip rekabet gücü edinmeye çalışıyorlar. Nitekim, 2004'ten 2008'e, yılda yüzde 7'yi bulan ortalama büyümeye rağmen, istihdamın pek artmadığı görüldü. Küresel krizin etkisi altına girilen 2009'da da sanayide istihdam yüzde 7 azaltıldı ve 314 bin sanayi işçisi işsiz kaldı. Üstelik aynı dönemde sanayide reel ücretlerin yüzde 7 geriltilmesine rağmen tensikattan vazgeçmedi işverenler...
Sanayide en az işçi ile iş çevirmenin bahaneleri arasında vergi ve prim yükü var. Ama bu Asyalaşma modelinin önemli bir parçası olan döviz kuru politikası da istihdamdan caydırıcı nitelikte. Çünkü çark, sıcak para girişi ile dönüyor. Sıcak para çekmek için düşük kur- yüksek faiz politikası uygulanıyor. Düşük kur ise sanayide emek-makine bileşimde, makineye göz kıprıyor, işçiyi işsiz bırakıyor. Sanyideki bu durum inşaat ve hizmetlerde de farklı değil. İnşaattaki teknoloji gözler önünde. Koca gökdelenler en az işçi ile bir-iki ayda dikiliveriyor. hizmet sektöründe devlet 2.5 milyon dolayındaki isthidamı ilbe çok görüp 4/C tuzakları kuruyor. En az maliyete en küçük devlet! Neoliberal devletin hedefi bu. İstihdam2009'da finans sektöründe artmış ve 150 bin kişi işe alınmış. Reel sektörü batan bir ekonomide finansın yükselişi iyi haber olabilir mi? Tarımdaki 2008 ve 2009 istihdam artışları ise büyüme ile ilişkili değil. Tarımın milli gelirdeki payı yüzde 8'in bile altına düşmüş iken, uczu döviz, tarım ithalatını kamçılarken, artan istihdam ancak yoksulların sofrasının kalablıklaşması demek...
Özetle, dış kaynakla dönen, yoğun ithalata bağımlı Türkiye kapitalizmi, içeride ve dışarıda rekabet gücü bulabilmek için çarkını, en az istihdamı en ucuza mal ederek döndürmek zorunda. Bunun için de artan işsizliği, çalışan sınıfa karşı tehdit aracı olarak kullanıyorlar. "Katı"yı "esnetmek" istyeen sermayeye ve iktidarı AKP'nin bu saldırısına karşı çalışanlara söylenecek son söz şudur. Esneme, katı kal, daha da katılaş...
Bir kez esnedin mi lime lime olursun...

Hiç yorum yok: