20 Eylül 2010 Pazartesi

Kazuo Ishiguro – Avunamayanlar


Ünlü bir piyanist, konser vermek üzere bir orta Avrupa şehrine gelip oteldeki odasına yerleştiği andan itibaren beklenmedik bir şekilde kentin sayısız sorunu da birden omuzlarına yükleniverir. Üstelik bunlar aynı zamanda kendisini de yakından, üstelik oldukça yakından ilgilendiren, ailevi de sayılabilecek sorunlardır. Her yandan üstüne akan ilginç ricalardan zaman bulup konser salonunu denetleme, vakıf toplantılarına katılma, gazetecilerle görüşme gibi günlük rutin sorumluluklarını yerine getirmeye çalışır ama asla başarılı olamazken, geçmişinden fırlayan tiplerin yoğun baskısıyla afallar. Her şey sanki onu geçmişiyle ve kişiliğiyle yüzleştiren bir labirentin yapıtaşları olarak kurgulanmıştır. İçine girdiği daracık yollarda kariyerinin temel aktörlerinin önüne koyduğu seçeneklere karşı duramaması, onu hayatına anlam katabilecek sıcak birlikteliklerden, yaşamsal ögelerden her an biraz daha uzaklaştırır...
Avunamayanlar büyük bir roman. Kafkaesk, grift bir yapıya sahip. Kurgu da konunun içeriğine uygun bir şekilde anlamsız bir labirentin içine çekiyor okuru. Absürd olaylar zinciri birleşip anlamlı bir bütün oluşturuyor. Komedi, saçmalık ve hüzün ortaya çıkmak için an kollarken, okurun, kendi yaşamını eleştirel bir gözle irdeleyebileceği melankolik bir iskeleti de binanın çevresine çaktırmadan inşa ediyor. Japon asıllı İngiliz yazar Kazuo Ishiguro’nun 1995’te yazdığı ve Cheltenham Edebiyat Ödülü’nü aldığı bu dördüncü eserinde sadece usta işi bir edebiyat değil, okurunu yaşama sanatının varoluşsal sorunlarıyla yüzleştiren etkili bir felsefi metin de edebiyat severleri bekiyor.

Hiç yorum yok: