Şükran Soner'in Korkut Boratav'la Söyleşi'sinden Alıntılar
1970'ler... İşveren talepleri belirleyici rol oynadı, bölüşüm operasyonu gündeme taşındı. Sol saflaşma, askere yansıyan iç hesaplaşma, dünya gidişatına uymuyordu.
Milliyetçi Cephe aslında bir sınıf cephesidir. Şiddetin kaynağı faşist akımlar derin devlet ağırlıklıydı. sol sağa ayrı kefedeydiler. geleneksel CHP, artı sol solsyal demokrat işlev üstleniyor, kendi solunun gelişmesinin önünü açıyordu. Sağın koyduğu zorla sol izole ediliyordu...1980 egemen sınıfın solu tehdite olarak algılamasıdır. Sendikalar, halk kesimleri 24 Ocak'a razı değillerdi. Dünya ekonomisine uyum sağlanamaıyordu. Kriz ortamına girilmişti. Halk sınıflarına ağır maliyet yüklemeden krizden çıkmak olası değildi.
AB sosyal demokrasisinin dağılmata olduğu bir tarihle çakışma söz konusuydu. Krizi sol söylemle, aşırı sınıf işbirlikleriyle çözmeye çalışıyorlardı. Ecevit'e destek vermediler. Almanya sosyal demokrasisi, Türkiye'yi kendi camiası içinde görmüyordu. Sorumluluğu üstlenmedi. Yoksul 3. Dünya ülkesinin bu sınavında tarihi görev üstlenmek istemedi, el uzatarak destek vermediler.
Batı'da sosyal demokrasi emperyalizme yatkındır.
Askeri Rejim Modeli'ne duyulan gereksinim: Model içinde fiyat kontrolleri kalktı, faiz yükseldi, emek üceretleri, köylü gelirleri baskı altına alındı. Baskı altında olunmadan, sendikal, demokratik örgütlülüklerin dinamiklerinde sistem yürütülemezdi. Ana amaç ihracata dönmek, açık ekonomi yaratmak. Ücretleri uzun süreçli etkin, baskı altında tutmak.. 12 Eylül'ün baskısı lazım.. Sayısız belge sermaye sınıfı ile kurulmuş iletişimi ortaya koyuyor. 12 Mart'ın vitrin yaklaşımı 12 Eylül'de yok. Reformcu vitrine ihtiyaç yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder