11 Ağustos 2007 Cumartesi

Hayalet Ordunun Doğuşu

Yüzeysellik ve yapaylık çağının başlangıcına hoş geldiniz Grev kırıcılar, kültür kırıcılar, duygu kırıcılar, toplum kırıcılar her yandan saldırıyor. Büyük bir ordu bu. Uğultularında finansal sloganlar. Beyinlerinde anlamsız bir yaşama arzusu. Doyumsuzluk sofralarının ana yemeği. İlkelliğin robotumsu sadakatle muhteşem birleşimi. Kaleler birer birer yıkılırken, insanlar çirkinliklerini örtmek için üstlerine kat kat teknoloji örterken doğa kızgın. Tanrılar şaşkın. Kayıp yüzükler kodamanların şişme karılarının göğüslerine piercing. Şuh kahkahaları geleceğin karanlık duvarlarından yansıdığında anlamsız çığlıklara dönüşüyor. Ve bakıyor yalnızların döküntü ordusu gökyüzüne. Umudun ışığı yavaş yavaş sönerken, omuzları çökmüş, soluklarından başka tutunacak bir silahları kalmamış; ama dizleri titrer, başları dönerken yine de çökemiyorlar. Sanki bir güç, iplerini tutmuş ayakta tutuyor onları. Sanki bir güç, geleceği süpürüp atmak için yukarıda, binlerce yıl önce kendi kendisine verdiği sözü yutmak için benliğini alt etmeye çalışıyor.. Sanki birazdan patlayacak büyük bir fırtına ve Hayalet Ordu’nun damarlarına akacak yeni bir ideoloji. O ideoloji sakin durmayı beceremeyen bir pandaya mı benzenyecek? Kıpırdamadan edemeyen bir kayaya mı? Oyuncak parkında uyuklayan bir çocuğa mı? O ideoloji bir hayalete benzeyecek. Duvarların, yılların, ihanetin, haykırışların içinden kolayca geçip gidecek umuda.

Hiç yorum yok: