9 Ekim 2007 Salı

Hurin’in Çocukları – J.R.R. Tolkien

Hurin’in Çocukları’nı okumayı bitirmiş bulunuyorum. Kitapla ilgili düşüncelerim özetle şöyle: Tolkien eseri şiir olarak yazmaya başlamış ve belli nedenlerden ötürü bıraktığı nokta Turin’in Doriath’a varışına kadar. Bu kitapta açıkça belli oluyor. Bu kerteye kadar coşkulu bir anlatım sürerken, Hurin’in önce karısı Morwen sonraysa Morgoth’la konuşmasında doruğa çıkan destansı diyaloglar yine dahice. Ancak bu noktadan sonra Christopher Tolkien’ın derlediği kitap tamamen özet bir anlatıma dönüyor. Norgothrond’un ejderha Glaurung ve ork ordusu tarafından ele geçirildiği muhteşem savaşın yarım sayfada anlatılması pes dedirtecek bir noktaya vardırıyor olayı. Önce Silmarillion’da sonra da Kayıp Öyküler Kitabı’nda okuduğumuz öyküden bir farkı kalmayınca roman da anlamını kaybediyor. Bana göre oğul Tolkien’ın yapması gereken, saygı duyduğu bir fantastik yazarıyla anlaşması ve derlediği bölümleri onun eline bırakıp apayrı bir kitap çıkmasını izin vermesi olmalıydı. Ancak şunu da itiraf etmeliyim ki, ben Yüzüklerin Efendisi’nin katıksız bir hayranı olarak yine de zevk aldım Hurin’in Çocukları’ndan. İlk bölüm diyebileceğim destansı anlatımda, hayretle durup düşündüğüm de oldu. Nasıl böyle konuşturabiliyor kahramanlarını dedim kendi kendime. Nasıl kurabiliyor böylesine muhteşem bir savaşı anlaşılmaz detaylarla?
Sonuçta, Tolkien’ın özetinin özetinin bile birçok fantastik yazarının üstüne çıktığını görmek gerçekten hayranlık verici.

Hiç yorum yok: