7 kişi sabah fabrikadan bozma bir ofiste ya da ofisten bozma bir fabrikada uyanırlar. Neden orada oldukları hakkında hiçbir bilgileri olmadığı gibi, geçmişleri hakkında hatıraları da bölük pörçük ve fazlasıyla genel akla aittir. Kapının üstündeki koca megafondan bir ses onlarla konuştuğunda aralarında bu salak yerde ne aradıklarını tartışmakla meşguldürler. Bir şeylere direndiklerini hatırlamaktadırlar. Ama neye? Megafondaki sesi dinleyip içeri gönderilen temsilcilere itaat etmeleri hayatlarında neyi değiştirebilir? Ya da direnmek... Ne için olduğunu bilmeseler de, bir şekilde direnmek, anlamı ve amacı sonradan oluşturma gücüne sahip bir şey midir? İnsanlıklarını onlara geri kazandırabilecek midir? Ya masanın üzerindeki şu kırmızı telefon, vicdanları olduğunu söyleyen ve tam dışarı çıkmak üzereyken onları uyaran o ses, neyin peşindedir? Kendi vicdanlarının kötü olabileceğini düşünmek günümüz şizoid insanının beynine çöreklenmiş bir lanet midir?
Dış Kapının Sesi, adlı absürd tiyatro eserim kendine ait blogda, okurlarıyla buluşuyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder