9 Ağustos 2012 Perşembe

Muhteremler - Anonim

Pek Muhterem Orhan ERCAN Bey kardeşim,

8.1.1988 tarihinde lûtfedip beni evinizde misâfir etmiştiniz. Pek büyük bir şanssızlık neticesinde ve biraz da acele etmemden sebeble, gözlüğümü kıymetli evinizin kıymetli banyosunda unutmuş bulunmaktayım. Binâenaleyh, zamanınızı almaktan son derece müteessir olmakla beraber, gözlüksüzlügün ne kadar zor bir durum olduğunu takdir edeceğinizi ümid etmekten baska yapacak bir şeyim yoktur. Pervâsız misâlimi mâzur görün, bir nev'î yarım insan gibi addediyorum gözlüksüzken kendimi efendim.

Kıymetli zamanınızdan bir kısmını ayırarak, gözlügümü Yurtiçi Kargo mârifetiyle tarafıma gönderebilirseniz (misâl, bir diş mâcunu kutusuna koyup gönderebilirsiniz) size olan minnetimin ziyâdesiyle artacağını arz ederim efendim.

NOT: Kargo mesârifleri bizzat tarafımdan ödenecektir.

Saygı ve muhabbetlerimle kucaklarım,
Muharrem ENSARi

--------------------------------------------------------------------------
Sayın Muharrem ENSARi dikkatlerine, İstanbul,
13.01.1988
Konu: GÖZLÜK

Aziz Dostum Muharrem ENSARi Bey,

Gözlügünüzü bizim fakirhânenin banyosunda unutmuş ve dolayısıyle zor bir durumda kalmış olmanızı büyük bir teessürle müşahade ettim. Filhâkika bu sabah, zevcem Belkıs hanımefendi, gözlüğünüzü banyoda bulduklarını bana söylemişlerdir. Kendisinin bana bildirirken yüzünün kızardığını bir başka gerçekten yola çıkarak anladım ki, gözlüğün unutkanlık ve acelecilik sebebiyle banyoda kaldığı âşikârdır, zîra sifon da çekilmemiştir.

Netice itibâriyle, pek tabii ki kıymetli gözlüğünüzü tarafınıza yollayacağım (Omo kutusuyla göndermem daha yerinde olacaktır kanaatindeyim, diş mâcunu kutusunda gözlügünüz kırılabilir maâzallah). Ancak, bahis açılmışken izninizle benim de küçük bir istirhâmım olacak. Daha önce de defâten arz ettiğim ve tahmin ediyorum ki sizin de unutmuş olabileceginiz gibi, 1985 senesinin Kasım ayında evinizde kalmış olan esvablarımın tarafıma gönderilmesi, bu iki önemsiz ve fakat can sıkıcı tesâdüfün aynı anda tatlıya bağlanmasına vesîle olacaktır.

NOT: Kargo mesârifleri küçük bir detaydır, ehemmiyetsizdir, size bir şey olmasın.

Muhabbetle Kucaklarım,
Orhan ERCAN

--------------------------------------------------------------------------
Sayın Orhan ERCAN dikkatlerine, Ankara, 14.01.1988
KONU: GÖZLÜK

Pek Muhterem Orhan ERCAN Beyciğim,

Dün göndermiş olduğunuz faks mesajınızı aldım, teşekkür ederim, teveccüh buyurmuşsunuz efendim. Esvablarınızın size gönderilmemesindeki ihmâlkârlığım affedilecek cinsten değildir.

Faksınızı okurken bir kez daha utandığımı arz etmek isterim. Amma velâkin, nûr içinde yatsın, cebir müderrisimiz Edib beyin de söyledigi gibi elmalarla armutların toplanmaması icab eder. Gözlüğün ehemmiyetiyle, birkaç parça esvabın ehemmiyeti kıyaslanmamalıdır. Zîra siz esvablarınız olmadan da örtünebilirken, benim gözlüksüz, Yüce Mevlâm dostlardan uzak eylesin, bir âmâdan farkım kalmamıştır. Gözlüğüm olmadan esvablarınızın evin hangi köşesinde olduğunu bulabileceğim dahi şüphelidir. Mevzûa pek iyi bildiğim akl-ı selîminizle bakacağınızdan eminim efendim.

NOT: Zevceniz hanımefendiye en derin hürmetlerimi iletiniz efendim, sifonu çektim lâkin zannederim ki şamandırası bozuktu, çalışmadı.

Sevgi ve muhabbetle kucaklarım,
Muharrem ENSARi

--------------------------------------------------------------------------
Sayın Muharrem ENSARi dikkatlerine, İstanbul,
15.01.1988
KONU: GÖZLÜK

Muharrem Beyciğim,

Faksınızı aldım, teşekkür ederim. Ne rahmetle hatırladığımız cebir müderrisimiz Edib beyin ne de cebirin mevzuumuzla bir alâkası olduğu kanaâtindeyim. Yok eğer mevzûumuz cebir ise, biz ne deridik unuttum, şimdiki talebelerin Fonksiyon tâbir ettigi şeyi nazarı dikkate alacak olursak, a.x==b.y + c misalinde olduğu gibi, x'in değeri ilk evvelâ y daha sonra da a, b ve c gibi değerlerle alâkalıdır. Bu misâlin ana fikri şudur: Ne ekersen onu biçersin. Yâni siz doğru dürüst bir y olsa idiniz, x de x'liğini bilir sizin gözlüğünüzü memnuniyetle gönderir idi.

NOT: Belkıs'ın da selamı var.

Muhabbetle ellerinizi sıkarım,
Orhan ERCAN

--------------------------------------------------------------------------
Sayın Orhan ERCAN dikkatlerine, Ankara, 16.01.1988
KONU: GÖZLÜK

Orhan Bey,

Faksınızı aldım. Muhtemelen eskiciden alınmış olan değersiz esvabların, bir ihtiyarın sıhhatiyle oynamak için âlet ediliyor oluşunu ibretle tâkib ediyorum. Gözlüğümü çerçevesiyle beraber (stafilodur) âcilen tarafıma göndermenizi aksi halde dalağınızla cimâ etmek mecburiyetinde kalacağımı binnetîce arz ederim.

NOT: Belkıs Hanım'a bir şey olmasın.

Hışımla ellerinizi sıkarım,
Muharrem ENSARi

--------------------------------------------------------------------------
Sayın Muharrem ENSARi dikkatlerine, İstanbul,
17.01.1988
KONU: GÖZLÜK

Muharrem,

Faksını aldım. Hoşt köpek. Mevzûu daha fazla dallandırıp budaklandırmanın âlemi yok. Ne kaa ekmek, o kaa köfte. Gönder esvabları al gözlüğü.

NOT: Bu işe Belkıs'ı karıştırma.

Allah Belânı versin,
Orhan ERCAN

--------------------------------------------------------------------------
Sayın Orhan ERCAN dikkatlerine, Ankara,
18.01.1988
KONU: GÖZLÜK

Orhan Öküzü,

Küstah faksını aldım. Köpek senin babandır nûr içinde yatsın, enik! Esvablarını banyo sobasında yaktım. Gözlüğü, bedenindeki en münasip deliğe sok.

NOT: Belkıs'ın neler karıştırdığını bilebilseydin keşke. Afyon Vâli Muavini Ekrem Bey'i bir sor bakalım kendisine.

Helvanı yeriz inşaallah,
Muharrem ENSARi

--------------------------------------------------------------------------
Sayın Muharrem ENSARi dikkatlerine, İstanbul,
19.01.1988
KONU: GÖZLÜK

Salak Muharrem,

Gözlüğü sattım. Epeyi de para etti mübârek. iki kat yeni esvab aldım kendime. Benim bu işte karıdan gayrı bir ziyânım olmadı, bu yaştan sonra da karıyı neyleyim, kovdum orospuyu kurtuldum zaar, olan senin gözlüğe oldu.

NOT: O Ekrem itini görürsen söyle, onunla görülecek hesabım var.

Tez Vakitte geberesin,
Orhan ERCAN

Hiç yorum yok: