5 Nisan 2012 Perşembe

Hep Aç

Sessizliği yediğim söylenir, dilim dilim kestiğim yokluğu ve azcık limonla yıllarca bıkmadan kemirdiğim kaybedişi
doymak bilmediğim, hep aç
varoluşa nasıl da ağzım sulanarak baktığım, tatlı istediğinde canım
ve benim de nar gibi kızarmış,
koca bir tavuktan farksız göründüğümü
memelerimden tarçınlı ballar
gözlerimden kremalar fışkırırken
içimden gelen tek bir sözle yüzyılların saklı tatlarını,
gölden yeni çıkmış kurulanan bir kopek gibi etrafa saçtığımı bilmeden…

Hiç yorum yok: