14 Mart 2008 Cuma

Üç Yetmez Beş Olsun

Bektaşi su kenarında çamurdan heykeller yapıyormuş. Görenlerden biri merak edip, yanına gitmiş ve sormuş:
- Kolay gelsin Erenler, ne yapıyorsun?
Hınzırlığı tutan Bektaşi gülerek cevap vermiş:
- Çamurdan insan yapıyorum.
- Tövbe estağfurullah, hiç öyle şey olur mu? demiş meraklı er kişi.
- Rızkını vermeyecek olduktan sonra, neden olmasın diye yanıtlamış bizimki.
Gerçekten Türkiye’nin sistemini özetlemek gerekirse şunu söyleyebiliriz: Ürettiğinden çok üreyen insanların düzeni.
Aile planlaması aslında Türkiye’nin bir numaralı sorunudur. Sağlıksız, eğitimsiz, iş olanakları olmayan, avanta ve talan ekonomisinin çarkları içinde, ancak bunlarla sınırlı düşleri olabilen genç nüfus ne anlam taşır ki?
Ama sorun şu: Toplumun eğitim, akıl sağlığı, üretim düzeyi ve vizyonu daha yüksek olsa, bugün iktidarın dizginlerini elinde tutanlar orada kalabilirler mi?
İşin püf noktası buradadır.
Bakın bütün araştırmalara! Tayyip Erdoğan’ın seçmenleri, toplumun en az eğitilmiş, en kötü beslenmiş, en umutsuz, sadaka ekonomisine el açan kesiminden gelmiyor mu?
O zaman toplumu daha geri, daha kötü beslenmiş, daha az eğitilmiş bir düzeye mahkûm etmek isteyen “En az üç çocuk yapın!” çağrısını anlamak kolaylaşıyor…

(Ali Sirmen’in Dünyada Bugün köşesinden derlenmiştir.)

1 yorum:

saykolog dedi ki...

İktidarda kalmak için üre. İnsanlık adına utanç verici. Sanki maymunlar cehennemindeyiz...